Günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen her 7 çiftten biri kısırlık problemi ile karşı karşıyadır. Psikolojik olarak son derece zorlayıcı bir problem olan kısırlık, tıp dilinde infertilite olarak bilinmektedir. 1 yıl veya daha uzun bir süredir korunmasız bir şekilde gerçekleştirilen cinsel ilişkilere rağmen gebeliğin oluşmamasına kısırlık adı verilmektedir. Genellikle kadının gebe kalamamasından anlaşılsa da kadın ve erkeğin her ikisinde, yalnızca kadında veya yalnızca erkekte kısırlık görülebilmektedir. Günümüz koşullarında kısırlık tedavisi için birbirinden farklı yöntem geliştirilmiştir. Bu sebeple de çiftlerin çocuk sahibi olamaması gibi durumlarda umutsuzluğa kapılmak yerine uzman bir doktor ile iletişime geçmeleri önerilmektedir.
30-35 yaş aralığında olan kadınların, 1 yıl boyunca korunmasız bir şekilde cinsel ilişki yaşamasına rağmen gebe kalmaması durumunda kısırlıktan şüphelenilebilmektedir. Bu süre 35-40 yaşlarındaki bir kadın için ise 6 aydır. 40 yaşının üzerinde gebe kalmak isteyen kadınlar için ise doktor tarafından düzenli aralıklar ile tetkikler istenebilmektedir. Yumurtalıklarda oluşan olgun yumurtanın atılması, bu yumurtanın tüp aracılığı ile alınması, erkekten gelen spermin bu tüp içerisindeki yumurtaya ulaşabilmesi ve döllenmiş olan yumurtanın rahime ulaşarak buraya yerleşmesi kadınlardaki gebeliğin oluşum sürecidir. Bu süreçte yaşanabilecek her türlü aksama ise kısırlığa sebep olabilmektedir. Tüplerde tıkanıklık, halk arasında çikolata kisti olarak da bilinen endometriozis, polikistik over, erken yaşta menopoza girme ve yumurtlama sorunları en sık görülen kadınlarda kısırlık nedenleri arasında yer almaktadır.
Erkeklerde kısırlığın varlığından şüphelenilmesi ise kadınlara nazaran daha zordur. Herhangi bir belirti yaratmamasına rağmen görülen bazı durumlar kısırlığa işaret edebilmektedir. Sperm miktarında azalma, semen salınımında zorlanma, sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik, testislerde şişme ve ağrı, memede büyüme ve hormonal bozukluklarda kısırlık için gerekli tetkikler yaptırmakta fayda bulunmaktadır. Aşırı miktarda alkol, sigara ve kafein tüketimi, stres, şeker hastalığı ve doğum esnasında veya sonradan oluşan inmemiş testis erkek infertilite nedenleri arasında sayılabilmektedir.
Kısırlık genellikle herhangi bir belirti vermese de bazı durumların varlığında kısırlıktan şüphelenilebilmektedir. Kadınlarda ve erkeklerde infertilite belirtileri birbirinden ayrılmaktadır. Bu belirtilerin görülmesi durumunda mutlaka bir uzman doktor ile görüşülmesi önerilmektedir. Erkeklerde ve kadınlarda görülen en yaygın kısırlık belirtileri ise şu şekilde sıralanabilmektedir:
Kısırlık, çiftlerin hiç çocuğu olmaması gibi bir veya daha fazla çocuk sahibi olduktan sonra da çiftler tarafından istenmesine rağmen çocuk sahibi olunmaması durumunu da kapsamaktadır. Hiçbir şekilde çocuk sahibi olunamaması primer infertilite, istenmesine rağmen sonradan çocuk sahibi olunamamasına ise sekonder infertilite adı verilmektedir. Bu iki kısırlık çeşidi de aynı veya farklı sorunlardan kaynaklanabilmektedir.
Kadınlarda ve/veya erkeklerde kısırlık belirtilerinin görülmesi durumunda tam bir tanı konulabilmesi için uzman doktorlar tarafından farklı tetkikler istenebilmektedir. Rahim filmi, hormon testleri, kan tahlili, sperm analizi, laparoskopi, yumurtlama kontrolü ve histeroskopi gibi tetkikler kısırlık tanısında oldukça önemli bir yere sahiptir. Kısırlığa neden olan en yaygın nedenlerin görülebilmesinde yardımcı olabilen bu tetkikler, aynı zamanda en uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesine de ışık tutabilmektedir.
Kısırlığın tedavi edilmesinde günümüzde çok sayıda farklı yöntem bulunmaktadır. Kişinin yaşı, daha önce gebe kalıp kalmadığı, gebelikte sonuç alınamayan süre ve kadınların tüplerinin durumu, yumurta kalitesi, erkeklerin sperm kalitesi ve miktarı gibi durumlara göre uygun bir tedavi yöntemine karar verilmektedir. Günümüzde en yaygın kısırlık tedavisi olarak tüp bebek yöntemi bilinse de çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur.
Gebelik ilaçları, tablet şeklinde veya enjeksiyon formunda olabilmektedir. Bu tedavi yöntemi daha çok kadınlardaki kısırlığın yumurtlama sorunundan kaynaklanması durumunda uygulanmaktadır. Tablet formundaki gebelik ilaçları, vücuttaki doğal yumurtlama mekanizmasının harekete geçmesini ve sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlamaktadır. Enfeksiyon formundaki ilaçlar ise direkt olarak yumurtalıkları hedef alarak uyarıda bulunmaktadır. Yumurta sayısındaki artışı hedefleyen bu gebelik ilaçları, kimi zaman çoğul gebeliğe neden olabilmektedir.
Kısırlıkta aşılama tedavisi, kadınlardaki follop tüplerinde herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen nedeni bilinmeyen kısırlık durumlarında kullanılmaktadır. Kadınların yumurtlama dönemlerinde, partnerinin spermleri kolay bir yöntem sayesinde rahim içerisinde yerleştirilmektedir. Bu yöntemde kullanılan spermler, rahim içerisinde en çok hareket edebilecek ve dölleme ihtimali daha yüksek görülen spermlerden seçilmektedir. Çiftlerin vajinismus, erken boşalma veya sertleşme problemi gibi sebeplerden dolayı cinsel ilişkiye girememesi gibi durumlarda aşılama tedavisi uygulanmaktadır.
Her ay düzenli olarak regl olan kadınlar, tek bir yumurta oluşturabilmektedir. Tüp bebek tedavisinde ise bu yumurta sayısının arttırılması amaçlanmaktadır. Farklı hormon ilaçlarının takviye edilmesi ile desteklenen tüp bebek yöntemi, erken yumurtlamayı önleyen ve yumurtanın gelişimini sağlayan farklı tedavilerin paralel bir şekilde uygulanmasını kapsamaktadır. Kadınların rahmine yerleştirilecek olan embriyolara karar verildikten sonra genellikle herhangi bir anestezi uygulanmasına gerek kalmadan gerekli uygulamalar yapılmaktadır.
Kısırlık tedavisi kapsamında uygulanan birçok cerrahi yöntem de bulunmaktadır. Çiftlere uygulanan testler ve detaylı muayeneler sonucuna göre gerek görülmesi durumunda cerrahi operasyonlara gereksinim duyulabilmektedir. Kadın ve erkek infertilite tedavisi kapsamında uygulanan cerrahi operasyonlar şu şekildedir:
Erkeklerde kısırlığa kök nakli ile çözüm arayışı da sürmektedir. Teknolojinin günden güne gelişmesi ile kısırlık tedavisine yönelik umut verici çok sayıda çalışma bulunmaktadır.
Kısırlık, doğuştan oluşabilecek bir problem olduğu gibi kişilerde daha sonrasında da görülebilmektedir. Kısırlığa sebep olabilecek aşırı miktarda alkol ve kafein tüketimi, obezite, hormonal problemler, kadınlarda yumurtlama sorunları veya erkeklerde sperm miktarının azalması gibi çok sayıda sebepten kısırlık görülebilmektedir.
Kısırlık, genetik ve hastalık kaynaklı olmadığı sürece önlenebilmektedir. Stres, alkol, sigara ve kafein tüketiminin azaltılmasının yanı sıra sağlıklı bir beslenme düzeni ve düzenli egzersiz yapmak kısırlık gibi problemlerin görülme ihtimalini oldukça düşürmektedir