Miyom Tedavisi

Miyom Tedavisi

Miyom Nedir?

Miyom, her kadını korkutan bir sağlık problemidir. Rahim içerisinde veya çevresinde oluşabilen miyom, pürüzsüz bir yapıda ve kanser riskli bulundurmayan iyi huylu tümörlerdir. Miyom, bu bölgelerde tek başına görülebileceği gibi kümeler halinde de görülebilmektedir. Birçok belirti ile kendini gösterebilen bu problem, erken teşhis ile kısa sürede temizlenebilmektedir. Bu sebeple de kadınların vücutlarını iyi tanımaları ve olabilecek değişiklikleri takip etmeleri önerilmektedir. Cinsel ilişkide ağrı, adet düzensizliği, karında olağan dışı büyüme ve adet dışı kanama gibi problemlerin yaşanması durumunda uzman bir doktor ile iletişime geçilmelidir.

Miyomun Sebepleri Nelerdir?

Rahmin kas tabakasının olağan dışı büyümesi ile oluşan miyom, birçok farklı sebepten meydana gelebilmektedir. Kadınlarda miyom görülmesinin en sık nedenleri ise şu şekildedir:

  • Hormonal değişiklikler: Kadınların kanlarındaki normalin üzerinde progesteron ya da östrojen hormonu, rahimde miyom oluşumunu tetikleyen en önemli sebeplerden biridir. Söz konusu olan bu hormonlar, menopoz döneminde azaldığı için menopozda olan kadınlarda miyomların küçülmesi görülebilmektedir.
  • Erken yaşta ergenliğe girme: Kız çocukları için sağlıklı regl dönemi, 11 yaşında başlamasıdır. 11 yaşından önce regl olan kişilerde ileride miyom görülme riski çok daha artabilmektedir.
  • Genetik faktörler: Ailesinde miyom öyküsü bulunan kişilerde miyom görülme olasılığı da bir o kadar yüksek olabilmektedir.
  • Obezite: Aşırı kilo alımı, vücudun tüm dengesini bozabilmektedir. Vücut kitle indeksi, yağ kütlesi, bel ve boy oranı ve vücut yağ yüzdesi gibi değerlerin değişmesi, rahimde miyom görülme ihtimalini arttırabilmektedir.
  • Önerilenden fazla kırmızı et tüketimi: Yapılan birçok araştırmaya göre yoğun miktarda kırmızı et tüketiminin miyom oluşumuna doğrudan etkilidir.
  • Yaş: Miyom, genellikle 30-40 yaş aralığında olan kadınlarda daha sık görülmektedir. Menopoza giren kadınlarda var olan miyomlar küçülürken aynı zamanda görülme ihtimali de son derece azdır.
  • Çok fazla miktarda kafein ve alkol kullanımı: Yoğun miktarda alkol ve kafein alımı, vücuttaki bir çok değerin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olabilmektedir. Bu içecekleri çok fazla tüketen kişilerde, miyom görülme riski tüketmeyen kişilere nazaran daha yüksektir.
  • Hücre dışında oluşan matrisler: ECM olarak da adlandırılan hücrelerarası maddenin, rahim dokusunda yarattığı değişiklikler sebebi ile miyom görülebilmektedir.

Miyom Belirtileri Nelerdir?

Kanser riski taşımayan ve iyi huylu tümörler olan miyom, kadınlarda kendini farklı belirtilerde gösterebilmektedir. En yaygın görülen miyom belirtileri aşağıdaki gibidir:

  • Düzensiz adet döngüleri,
  • Uzun süren ve şiddetli ağrılara sebep olan adet dönemleri,
  • Cinsel ilişki sırasında yaşanan anormal ağrılar,
  • Pelvik ağrısı
  • Sürekli yaşanan bel ve kasıklarda ağrı,
  • Karında büyüme ve yaşanan kanamalardan dolayı görülen kansızlık,
  • Vajinal akıntı,
  • Kabızlık,
  • Sık sık idrara çıkma

Miyom, kadınlarda bu gibi belirtiler ile kendini gösterse de kimi zaman yalnızca doktor muayenesi ile tesadüfen de görülebilmektedir. Görülen bu belirtiler, menopoza giren kadınların hormon seviyelerinin düşmesine bağlı olarak sabitlenebileceği gibi oradan kalkabilmektedir. Bu gibi nedenlerden dolayı kadınların düzenli olarak bir uzman doktora muayene olması önerilmektedir.

Miyom Teşhisi Nasıl Yapılır?

Miyom, daha çok 30-40 yaş aralığındaki fazla kırmızı et tüketen, erken ergenliğe girmiş olan, yoğun miktarda kafein ve alkol tüketen, genetiğinde bu rahatsızlık olan ve kilosu normalin üzerinde olan kadınlarda görülmektedir. Düzenli muayeneler ile miyomun varlığı tespit edilebilmektedir. Miyom belirtileri olan kadınlara MR ve ultrasonografi yöntemleri uygulanmaktadır.

  • Ultrasonografi ile muayene: Uzman bir doktor tarafından yapılan ultrason muayenesi ile miyomlar oldukça kolay bir şekilde görülebilmektedir. Ultrason muayenesi ile var olan miyomların rahim içerisindeki yerleşkeleri ve sayıları da saptanabilmektedir.
  • MR ile muayene: Ultrason ile muayenenin ardından kapsamlı bir görüntüleme için sıklıkla MR tercih edilmektedir. MR ile miyon sayısı, yerleşkeleri, miyom içerisinde bulunan kistik alanlar ve miyomların tipleri hakkında kesin bilgiler elde edilebilmektedir. Tüm bunların yanı sıra uygun tedavi yöntemi sonrasında miyomların hangi oranda küçülebileceği de yine MR yöntemi ile saptanabilmektedir. Bu nedenle de miyom teşhisinde MR muayenesi son derece önemli bir yere sahiptir.

Miyom Tedavisi

Miyom, kanser riski taşımayan ve iyi huylu tümörler olmasına rağmen kimi durumlarda tedavi gerektirebilmektedir. %0,1 ile %0,5 oranında kötü huylu tümöre dönüşebilmektedir. Hastanın yaşı, miyomların yerleşkesi, boyutları ve belirtilen şiddetine göre uygun bir tedavi yöntemi ile miyomlar alınabilmektedir. Miyom tedavisinde histerektomi ve miyomektomi ameliyatları ile cerrahi müdahaleler yapılabilmektedir. Bu ameliyatlarda, miyomlar uzman bir doktor tarafından titizlikle temizlenmektedir. Fakat günümüzde birçok hastaya ameliyatsız miyom tedavisi uygulanmaktadır. Miyom embolizasyonu olarak da bilinen bu ameliyatsız tedavi, uygulaması çok daha kolay olmak ile hastaların günlük yaşama daha hızlı bir şekilde dönebilmelerini de sağlamaktadır.

Miyom embolizasyonu, hastalara herhangi bir cerrahi müdahale olmaksızın yapılan ve başarı oranı yüksek bir tedavidir. İşlemden 8 saat önce hastaların yeme ve içme işlemlerini bitirmeleri önerilmektedir. Ayrıca yine işlemden önce hastaların kullandıkları tüm ilaçlar ayrıntılı bir şekilde doktor ile paylaşılmalıdır.

Miyom Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Miyom ameliyatı sonrasındaki iyileşme sürecinde, hastaların doktor tarafından verilen tüm talimatlara dikkatli bir şekilde uyması beklenmektedir. Açık miyom ameliyatı sonrasında operasyon bölgesinin iyileşme süresi çok daha uzundur. Temizlenen miyom sayısına ve büyüklüğüne bağlı olarak değişkenlik gösterse de açık miyom ameliyatı sonrası iyileşme süresi ortalama 4-6 aydır. Kapalı miyom ameliyatı ise daha hızlı bir iyileşme süresine sahip olduğundan daha çok tercih edilmektedir. Kapalı miyom ameliyatı sonrasında kişilerin 1 ay boyunca cinsel ilişkiye girmemesi, ağır kaldırmaması, yoğun bir şekilde egzersiz yapmaması ve ameliyat edilen bölgeyi sürekli olarak temiz tutması önerilmektedir. Ameliyat sonrasında yaşanan enfeksiyon problemi daha çok dikiş yerlerinde olmaktadır. Dikişlerin önerilen periyotlarda pansumanın yapılması, gerekli ilaçların düzenli kullanılması ve kişinin olabildiğince dinlenebilmesi bu süreçte son derece önemlidir. Ameliyat sonrasında şiddetli kasık ve karın ağrısı, ameliyatlı bölgeden kan veya akıntı gelmesi durumunda muhakkak doktora gidilmelidir.

Miyom Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Ameliyatsız Miyom Tedavisi Rahime Zarar Verir Mi?

Ameliyatsız miyom tedavisi, özellikle çok sayıda ve büyük boyutta miyomlara sahip olan hastaların rahimlerini korumak amacı ile uygulanmaktadır. Başarı oranı oldukça yüksek olan bu işlemlerde rahime ve rahim çevresine herhangi bir zarar verilmemektedir.

Miyom Ağrısı Nasıl Anlaşılır?

Miyom ağrısı; kadınların karın, kasık ve rahimlerinde şiddetli ve uzun bir süre geçmeyen ağrı ile kendini göstermektedir. Bu ağrılara adet döngülerindeki yoğun kanamalar ve karın bölgesinde şişlik de eşlik etmektedir. Bu probleme sahip olan kadınlar, regl ağrısından miyom ağrısını kolaylıkla ayırt edebilmektedir.

Miyom Hamileliğe Engel Mi?

Miyom, kanser riski taşımayan ve iyi huylu tümörlerdir. Doktor tarafından uygun görülmesi durumunda bu miyomlar alınarak rahim temizlenebilmektedir. Bu durum kadınların hamile olmasını olumsuz yönde etkilememektedir.

Miyom Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Miyom, genellikle 30-40 yaş aralığında kadınlarda görülmektedir. Menopoz ile miyomlar yok olabilmektedir. Herhangi bir hayati risk taşımamasına rağmen düzenli olarak kontrol altında tutulmalıdır. Boyutunda ve şeklinde anormal değişiklikler görülmesi durumunda mutlaka tedavi edilmelidir. Aksi takdirde %0,1-0.5 gibi küçük bir ihtimal de olsa kansere çevirebilmektedir.

Whatsapp Bilgi Hattı
WhatsApp